Vur
Vur ki çatlasın ar damarın
Fışkırsın zehrin aktığı yerden ahın
Ben ki cennete mal olmuş bir kurbanım
Sabbahdır benim mesihim, Alamutdadır benim aklım
Kul buyurmak ister, kendine aşık
Sureti harap olmuş, muharebeye bağışık
Akıbeti bilinmez, kendi halinde bir kaçık
Yüzer Hakk’ın engin denizlerinde
Vaadedilmiş toprakların irin akan nehirlerinde
Hakikat zehir olur bünyesinde
Kanını tadmayan bizden değildir
Terbiyedir acizin korktuğu keski
Sindirir sefilin yersiz cürretini
Vücut bulduğu etin üstünde
Tadarken kendi tatlı zehrini
Çehresinin ardına kör
Af dilenmekten yoksun nankör
Hudutun içinde nedir bu haşmet?
Varlığın yolsuzlara delalet
Uğruna çarpıştığın erek
Yaradana karşı bir dalalet
Dilin dönmez kudreti etmeye tezahür
Kafir dilin ardında ki kifayetsiz özür
Ulur it, duyulduğunda zikir
Vakti gelmiştir artık biat edenin
Adem’e karşı duran korkusuz cahil
Bilmez secdin ulvi rehavetini
Kendi suretiyle çarpıtılmış
Yalan davanın adi müvekkili